Friday, November 23, 2007

Cezasız intihalciler Meclis gündeminde

http://www.tumgazeteler.com/?a=1157309


Cezasız intihalciler Meclis gündeminde

Ömer Dinçer`in öğretim üyeliğinden alınmasının ardından intihal yapıp da ceza almayanlar Meclis gündemine taşındı.



HAMDİ ATEŞ / ANKARA YÖK `ün Başbakanlık Müsteşarı Prof . Dr. Ömer Dinçer `in öğretim üyeliğinden çıkarılmasına karar vermesiyle tekrar alevlenen intihal tartışmasında intihal yapıp da ceza almayanlar TBMM gündemine taşındı. Tokat Milletvekili Ergün Dağcıoğlu , Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik `e 6 ayrı soru önergesi vererek başta İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu ile CHP İstanbul Milletvekili Birgen Keleş `in eşi Ruşen Keleş `in intihal yaptığının tespit edilmesine karşın neden ceza almadığını sordu. Alemdaroğlu `nun 1995 yılında Mustafa Taşkın ve Berat Apaydın `la birlikte yazdığı Laporoskopik Cerrahi adlı kitabın intihal olduğunun 2002 Virginia Üniversitesi bünyesindeki İntihal Kaynakları Merkezi`nde yer aldığı ve Türk Tabibler Birliği (TTB ) Yüksek Onur Kurulu `nun Alemdaroğlu `na 2 ay meslekten çıkarma cezası verdiğini hatırlatan Dağcıoğlu , intihalin cezasının öğretim üyeliğinden çıkarılma, rektörlükten alınma olmasına karşın cezaların verilmemesinin nedenini sordu. Dağcıoğlu , Alemdaroğlu `na ceza verilmemesi için bilinçili olarak `Cezanın Resmi Gazete `de yayınlanmadığı, 6 ay içerisinde başlaması gereken soruşturmanın açılmadığı` yönündeki iddialara soru önergesinde yer vererek, YÖK Başkanı Teziç`in bu konuda ne düşündüğü, verilmeyen cezada ihmal ya da kasıt olup olmadığı, sorumlular hakkında ne işlem yapıldığını sordu. Ondokuz Mayıs Rektörü de yapmış İntihal yaptığı tespit edilmesine karşın YÖK`ün hiç bir işlem yapmadığı öğretim üyelerinden biri de Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Ferit Bernay . Dağcıoğlu , soru önergesinde Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Dergisi `nde yayımlanan Rektör Ferit Bernay ile makaleye birlikte imza koyan Salih Somuncu, Ender Arıtürk, Rıza Rızalar ve Naci Gürses ile ilgili olarak, intihali inceleyen Hacattepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç . Dr. Erbuğ Keskin`in açıklamasına yer verdi ve neden ceza verilmediğini sordu. Ergün Dağcıoğlu , önergesinde Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Atalay Arkan `a İzmir Tabibler Odası `nın intihal suçu nedeniyle 15 gün meslekten çıkma cezası vermesine rağmen YÖK`ün hiç bir işlem yapmamasının nedenini sordu. İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Necla Arat `ın `Ahlak Felsefesi ` adlı tezini üç ayrı İngilizce eserden derlediğinin tespit edildiğini ifade eden Dağcıoğlu , `Hala nasıl YÖK Profesörü olarak görev yapabilmektedir`dedi.

2005-11-30 08:40:04 Yeni Şafak

Kimin ne haddine intihalden bahsetmek : İmparator Doğramacı vakası

http://www.tumgazeteler.com/?a=2104537

`İntihal` davasından 2500 YTL kazandı



YARGITAY , Türk bilim tarihinin önemli tartışmalarından olan `İhsan Doğramacı `nın intihal davası`nda son noktayı koydu. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi , Doğramacı `nın `Annenin Kitabı ` isimli kitabında intihal (aşırma) iddiasında bulunan İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof . Dr. Hasan Yazıcı `nın ödeyeceği tazminat miktarıyla ilgili dosyayı görüşerek karara bağladı. Daire, Yargıtay `ın 10 bin YTL olarak öngördüğü tazminatı 2 bin 500 YTL `ye düşürdü. Tazminatın faiziyle birlikte dün Doğramacı `nın avukatları tarafından Yazıcı `dan icraen tahsil edildiği bildirildi.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi `nce iki kez bozulan kararı karşısında yerel mahkeme, üçüncü kez ısrar kararı verince dava, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu `na gitmişti. `İntihal yok` diyen Genel Kurul , Yazıcı `nın karar düzeltme talebini de reddederek, Türkiye `de yargı yolunu kapatmış, intihal iddiasında bulunan Yazıcı `yı tazminat ödemeye mahkum etmişti.

2007-06-19 03:10:05 Hürriyet

İntihal mi o da neymis : İmparator Doğramacı vakası

http://www.tumgazeteler.com/?a=1714961


Eski YÖK Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı, `Annenin Kitabı` isimli kitabında `intihal` (bilimsel hırsızlık) yaptığı iddiasından 6 yıl sonra tamamen kurtuldu


Eski YÖK Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı , `Annenin Kitabı ` isimli kitabında `intihal` (bilimsel hırsızlık) yaptığı iddiasından 6 yıl sonra tamamen kurtuldu28.09.2006Yargıtay Hukuk Genel Kurulu , Doğramacı `nın intihal yaptığını iddia eden Prof. Dr. Hasan Yazıcı `nın tazminat ödemesine ilişkin karara yaptığı karar düzeltme başvurusunu reddetti. Doğramacı ise bir meslektaşının hakkında isnatlarda bulunmuş olması nedeniyle karara sevinemediğini söyledi. Prof. Doğramacı , 2000 yılında kendisi hakkında intihal iddialarını gündeme getiren Türk Bilimler Akademesi Bilim Ahlakı Komitesi eski Başkanı Prof. Hasan Yazıcı aleyhine tazminat davası açmıştı. Doğramacı , karara ilişkin VATAN `a yaptığı açıklamada `çok üzgün` olduğunu belirterek `Sayın bir meslektaşımın yeterince incelemeden isnatlarda bulunması üzücüdür. Yargı kararını vermiştir` dedi. Haber: Kemal GÖKTAŞ

2006-09-28 12:02:31 Vatan

İntihalci Kemal Alemdaroğlu vakası : YÖK 'ün klasik suç örtbaslarının sayısız örneklerinden

http://www.tumgazeteler.com/?a=633619

İntihal ayıbını temizleyin


YÖK Başkanı Erdoğan Teziç `in intihal yaptığı öne sürülen İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof .Dr.Kemal Alemdaroğlu hakkında zamanaşımı gerekçesiyle yargıya gidilemediğini açıklamasıyla birlikte gözler 21 kişilik YÖK Genel Kurulu üyelerine çevrildi. Kamuoyunda büyük yankı yapan Teziç`in sözleri üzerine akademisyenler ve hukukçular yaptıkları açıklamalarda sözkonusu intihal iddialarının örtbas edildiğini ve kasıtlı olarak zamanaşımına sebebiyet verildiğini vurgulamışlardı. Genel Kurul `da nasıl tartışıldı? İ.Ü Rektörü Kemal Alemdaroğlu hakkındaki `intihal` suçlamasını zamanaşımı nedeniyle yargıya götürmeye gerek görmeyen YÖK Genel Kurulu `nun 21 üyesi, tepkileri üzerinde toplamaya başladı. Kamuoyu, bu genel kurul üyelerinden `intihal` ayıbını temizlemesi için olağanüstü toplanmasını bekliyor. YÖK`e yakın kaynaklar ise, intihal iddialarının YÖK Genel Kurulu `nda detaylı bir şekilde gündeme geldiği konusunda farklı yorumlar yapıyorlar. İntihal dosyasının gereği gibi ele alınmadığı, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle üzerinde durulmadığı öne sürülüyor. YÖK Genel Kurulu üyeleri arasında İ.Ü Rektörü Kemal Alemdaroğlu ile ihtilaflı olan isimlerin çokluğuna dikkat çeken kaynaklar, `Acaba bu üyeler yanıltıldı mı?` sorusunu soruyorlar. YÖK Genel Kurulu `nun intihal yaptığı konusunda ciddi kuşkular bulunan Rektör Kemal Alemdaroğlu `nun İstanbul Üniversitesi gibi Türkiye `nin en köklü kurumunun başında oturduğunu belirten kaynaklar, `İntihalci kuşkusu duyulan bir isimin rektörlük koltuğunda oturması uluslararası bilim camiası içinde Türkiye `ye çok puan kaybettiriyor` şeklinde konuşuyorlar.

2004-07-29 21:00:00 Yeni Şafak

Dinçer`in YÖK`e cevabı ağır oldu

http://www.tumgazeteler.com/?a=2377644

http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=281614


Dinçer`in YÖK`e cevabı ağır oldu

Başbakanlık Baş Müsteşarı iken YÖK tarafından intihalle suçlanarak akademik kariyeri geri alınan AK Parti Milletvekili Ömer Dinçer Meclis kürsüsünde YÖK`le dalga geçti.

AK Parti İstanbul Milletvekili Ömer Dinçer , yazdığı bir kitapta intihal yaptığı iddialarına yanıt vererek, ``Gururla, 5 eserimi yeniden basıyor, satıyorum, akademik unvanlarımı yeniden kullanıyorum`` dedi.

TBMM Genel Kurulunda , Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA ) Kanununda değişiklik öngören tasarının görüşmeleri sırasında söz alan Bağımsız Tunceli Milletvekili Kamer Genç , ``intihal yapanlara, Başbakanlık Müsteşarı `na, en güzel mükafatların verildiğini`` savundu . Sataşma olduğu gerekçesiyle söz alan Dinçer , bir bilim adamının, başkasının eserini almasının çok büyük suç olduğunu kabul etmeleri gerektiğini söyledi.

Bilim adamlarının işleyebileceği en büyük suçun intihal olduğunu ifade eden Dinçer , ancak bir bilim adamının intihal yapmadığı halde bununla suçlanmasının da iftira olduğunu ve buna karşı çıkılması gerektiğini belirtti. İntihalin bir tanımı olduğunu, bunun, siyasetçiler, hukukçular veya başkaları tarafından kendilerine değiştirilemeyeceğini vurgulayan Dinçer , kendisine yönelik intihal suçlamalarına açıklık getirdi.

-``MEÇHUL İHBARCI``-

Dinçer , 5 kitabının bulunduğunu, bunların 1995`ten itibaren yazıldığını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: ``Özellikle bugün suçlandığım kitap, ben Başbakanlık Müsteşarı olana kadar 6 kez baskı yaptı, en az 40 üniversitede ders kitabı olarak okutuldu. Bu kitaptan 10 yıllık süre içinde yararlanan hocalar, bilim adamları, asistanlar, öğrenciler, bunu okuyan işadamları fark etmediler, 10 yıl sonra meçhul bir ihbarcı çıktı, `intihal` dedi. İntihal isnat edilen 4 kitap, benim eserimden sonra çıktı.

Acaba bir bilim adamı, kendi eserinden sonra çıkan kitaplardan alıntı yapabilir mi? Benim kitabımdan sonra çıkmış kitaplardan alıntı yaptığım için suçlanmış ve ceza almış bir arkadaşınızım. Ayrıca, daha önce çıkardığım bir kitaptan alıntı yaptığım için ceza aldım. Gururla, o basılmış 5 eserimi, halen piyasaya yeniden basıyor, satıyorum, akademik unvanlarımı yeniden kullanıyorum.``

Dinçer `in konuşmasına CHP milletvekilleri, ``Dinlemek zorunda değiliz`` diyerek tepki gösterdi. Tasarının soru-cevap bölümünde yeniden söz alan Dinçer , sadece YÖK`ün verdiği kararla üniversitede ders vermeme cezası aldığını, kendisinin de YÖK`e karşı dava açtığını belirterek, benzer suçlamalarla maruz kalanların ne yapması gerektiğini sordu.

-``GATA `DA İNTİHAL OLMADI``-

Milletvekillerinin tasarı üzerindeki sorularını yanıtlayan Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül , GATA `da bugüne kadar hiç intihal suçuyla karşılaşılmadığını söyledi. İntihal suçunun alt-üst ilişkisini etkileyip etkilemeyeceği yönündeki bir soru üzerine Gönül, intihal olayının disiplinle ilgisinin bulunmadığını, tamamen akademik, idari bir karar olduğunu kaydetti.

Gönül, intihalle suçlanan kişinin GATA `da kalıp kalmayacağı yönündeki eleştirileri de yanıtlayarak, ``GATA yalnız akademik faaliyette bulunan bir yer değil. Aynı zamanda tedavi hizmetleri de verilen bir kurum. Bu arkadaşımız bir hata yapıyor, intihal yaparak zaten ders vermeme cezasını çekiyor. Bu kişi çok iyi bir cerrahsa, onu cerrah olarak kullanmaya bir mani olmamalı`` diye konuştu. Tasarının tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından, Başkanvekili Meral Akşener , çalışma süresinin sona ermesi nedeniyle yarın saat 14.00`te toplanmak üzere birleşimi kapattı .

AA

2007-11-21 00:02:19 Haber7

8 Soruda Türkiye'nin İntihal Gerçeği

http://www.gnckampus.com/news.php?readmore=267

8 Soruda Türkiye'nin İntihal Gerçeği

Sorular: (1) Bu sözleri hangi ülkenin cumhurbaşkanı, hangi üniversitede söyledi:
Üniversiteler öğrencilerin bilgi biriktirdiği yerler olmak yanında birer sosyal değerler yuvası da olmalıdırlar. Eğitim diploma almaktan ibaret değildir, öğrenciler üniversitelerden ayrılırken eğitimle beraber yanlarında evrensel değerleri de götürmelidirler.
Üniversite doğruluk ve dürüstlük anlamına gelmelidir, rüşvet, hırsızlık ve yalan değil.
Maalesef ülkemizdeki eğitim sistemi bu kara vebaların hastasıdır.
Üniversitelerimizi niteleyen öğretmenler ve öğrenciler tarafından işlenen intihal suçları, para karşılığı satılan tezler, sınav geçmek için ödenen rüşvet gibi uygulamalardır.
Öğrenciler kanıtlanmış intihal suçlarına karşı tutum almalıdırlar. Onların, yasal olmayan uygulamalara, hırsızlığa ve sahtekârlığa hayır diyecek cesareti göstermelerini ısrarla tavsiye ediyorum.
(2) Üç Türk üniversitesinde çalışan 12 öğretim üyesi ve doktora öğrencisi dünyanın önde gelen bilim dergisi Nature'da intihalci olarak teşhir edildi. Bu üniversitelerin adları nedir?
(3) Bu üniversitelerden biri soruşturma ve inceleme konusunda ayak sürçüyor. Hangisi?
(4) Hangi ülkenin eğitim bakanlığı eğitim dünyasındaki yozlaşma ve suiistimalleri önlemek için ulusal gözetim ve denetim kurumu kurmaya hazırlanıyor?
(5) Fizik departmanında iki doktora öğrencisinin intihal, yani bilim hırsızlığı yaptığını ortaya çıkaran profesörlere bazı meslektaşlarının vebalı muamelesi yaptığı üniversitenin adı nedir?
(6) Hangi ülke üniversitelerde intihal, yani bilim hırsızlığı ve akademik sahtekârlıkla mücadele etmek için bu yıl Bilim Ahlak Komitesi kurdu?
(7) Hangi Müslüman ülke, intihal yani bilim hırsızlığı suçunu işlemiş olan bir grup profesörü yeterince cezalandırmamış olan bir üniversiteye yapılan para yardımını kesmeye karar verdi? Üniversitenin adı nedir?
(8) Hangi ülkede, anekdotal bilgilere göre, öğrencilerin iki veya üçü kopya çekiyor?
Cevaplar:
(1) Romanya Cumhurbaşkanı Traian Basescu. Konuşmanın yapıldığı yer ülkenin en eski yüksek öğrenim kurumu Universitatea Alexandru Ioan Cuza. Konuşma Bükreş Tıp Fakültesi'nde bir profesörün öğrencisinden rüşvet alırken polis tarafından yakalanmasından birkaç gün sonra yapıldı.
(2) Dicle, Mersin, 18 Mart
(3) Dicle Üniversitesi
(4) Çin
(5) Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara
(6) Çin
(7) Pakistan Yüksek Öğrenim Kurumu. Punjab Üniversitesi
(8) Türkiye


Metin Münir - Milliyet

arXiv - YÖK intihal utancını 1 ay sonra inceliyor

http://www.yenisafak.com.tr/politika/?t=27.09.2007&c=2&i=71393

YÖK intihal utancını 1 ay sonra inceliyor

YAKUP BULUT / ANKARA
YÖK uluslararası elektronik makale arşivi arXiv'in intihal yaptığını duyurduğu 15 Türk fizikçinin makalelerini 1 ay sonra incelemeye başladı. Onsekiz Mart Üniversitesi Edebiyat ve Fizik Bölümü Dekanı Prof. Dr. İhsan Yılmaz'ın da aralarında bulunduğu 15 Türk fizikçinin toplam 67 makalesi, ODTÜ Fizik Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Ayşe Karasu'nun şüphesi üzerine incelenerek, geçen ay yapılan intihal tespitiyle arXiv'den çıkartılmıştı. arXiv yöneticisi ve New York Cornell Üniversitesi fizikçilerinden Paul Ginsparg, fizikçilerin makalelerinini arşivden çıkardıklarını 12 Eylül'de açıklamıştı. Doktora öğrencilerinin yanısıra, devletten her ay maaş alan profesörlerin de imza attığı skandala uzun süre seyirci kalan YÖK dün konuyla ilgili bir açıklama ile inceleme başlattığını duyurdu. Uluslararası başarılara gölge düşüren olayla ilgili açıklama yapan YÖK, oysa daha önce eski Başbakanlık Müsteşarı Prof. Dr. Ömer Dinçer'le ilgili iddialar için hemen Disiplin Kurulu'nu toplamış ve açıklama yapmıştı.

27.09.2007

Ruşen keleş ve intihal

Ruşen keleş ve intihal



http://www.maxclubin.com/rusen-keles-ve-intihal-13223.html



Yine intihal skandalı: 2 öğretim üyesine 50 milyar ceza

21 Aralık 2006 17:14

İ.Ü eski rektörü Kemal Alemdaroğlu'ndan sonra üniversiteler yine bir intihal skandalı ile çalkalanıyor. Prof. Turgut'un eserinden ihtihal yapan iki öğretim üyesine 50 milyar ceza verildi.

Atılım Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Nükhet Turgut, Çevre Hukuku� kitabından çalıntı yaptıkları gerekçesiyle Ruşen Keleş ve Birol Ertan aleyhine 3 yıl önce açtığı davayı kazandı. Keleş ve Ertan 50�şer milyar lira para cezasına çarptırıldı.

Türkiye dünya bilim sıralamasında 25�inci sıraya yükseldi ama �bilimsel hırsızlık� anlamına gelen intihal olaylarının arkası kesilmiyor.

Üniversitelerde bilimsel etik tartışmalarını gündeme getiren intihal olaylarına bir yenisi daha eklendi. Son intihal olayı, Ankara Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi�nde 3 yıl önce açılan davanın sonuçlanmasıyla kesinleşti.

Mahkeme, Ruşen Keleş ve Birol Ertan�ın yazdığı 150 sayfalık �Çevre Hukuku�na Giriş� adlı kitabın önemli bir bölümünün, Atılım Üniversitesi�nde görevli çevre hukuku uzmanı Prof. Dr. Nükhet Turgut�un �Çevre Hukuku� adlı kitabından alınma olduğuna karar verdi.

Bu suçun karşılığında Keleş ve Ertan, böyle bir suçu ilk kez işlemiş olmaları gözönünde bulundurularak alt sınırdan cezalandırıldı ve 50�şer milyar liralık ağır para cezasına çarptırıldı.

Bu öğretim elemanlarının yüksek lisans ve doktora derslerine girip, bilimsel jürilerde yer almalarının şaşırtıcı olduğunu söyleyen Prof. Turgut, �Ciddi olan; hocaların ilk derslerinde yaptıkları, bilimsel bir çalışma nasıl yapılır, bilimsel dürüstlüğe nasıl uyulur, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu�ndaki hükümler nasıl uygulanır, buna göre atıfların nasıl yapıldığı, nasıl muhakeme değerlendirmelerinin yapıldığı bu derslerde gösterilir. O zaman merak ediyorsunuz, böyle alıntıları yapıyor; üstelik hukuk adına ortaya çıkıyorlarsa bu dersleri nasıl veriyorlar?� dedi.

ntv

Hasan Pulur `dan intihal manzaraları

http://64.233.183.104/search?q=cache:EySteneqJ8EJ:www.tumgazeteler.com/%3Fa%3D1120895+intihal&hl=tr&ct=clnk&cd=68&gl=tr


aber, Gazeteler,Medya okuryazarlığı,Medya okur yazarlığı,Gunluk Gazeteler,Ozel dosyalar
Haber ozetleri,Gunluk siyasi gazeteler,Ekonomi haberleri,Teknoloji haberleri,Haber arsivi,Arsiv,Haber arama,Gazete arşivleri,Gazete arşiv,Tüm gazeteler,Gazete manşetleri,Köşe yazarları,Haber Siteleri
,Tüm gazetelerde yayımlanan tüm seri ilanlar
Tüm konularda ilanlar
Türkiye'nin en gelişmiş haber arama motoru
Todos Los Diarios
,News archive
Toutes les nouvelles


Hasan Pulur `dan intihal manzaraları


Son zamanlarda sık sık göze çarpan intihal olaylarına bir yenisi daha eklendi. Avrupa Medya İzlemesi Komitesi, Milliyet`ten Hasan Pulur`un intihal yaptığını tespit etti.


Son zamanlarda sıkça yapılan intihal (çalıntı) vakalarına bir yenisi daha eklendi. Avrupa Medya İzleme Komitesi `nin külyutmaz editörleri Hasan Pulur `un yaptığı intihal olayını tespit etti. Komite`nin konuyla ilgili yaptığı açıklamayı aynen yayınlıyoruz: Sayin Hasan PULUR ´un `Bizden olanlar` adli 18 Eylül 2005 ve 30.10.05 günkü yazilarinin, Intihal/Calinti/ oldugunu saptadik.Sayin Pulur ´un yazisi, Alman Liyakat Nisani sahibi gazeteci-yazar ve ünlü politika danismani sayin Nazmi Kavasoglu ´´ nun 2004 yilinda, 1 milyon 340 tirajli Berliner ABENDBLATT gazetesindeki Türkce makalelerinde mükemmel bir sekilde tanimlanarak,5 hafta süreyle tefrika halinde yayimlanmistir.Sayin Hasan Pulur ,sayin Kavasoglu ´nun genel insanliga ait köse yazilarini, sadece Türkler -`Bizden olanlar`-seklinde degistirmis,yayimlanmis yazilari kaynak göstermeden,kendine mal etmistir. EGER, www .dt -a.de adli siteye girer,PDF ´ler halindeki 1,400 milyon tirajli Berliner Abendblatt gazetesinin KW 29 dan KW 34´e kadar olan sayin Nazmi Kavasoglu ´nun Makalelerini basar,dikkatli bir karsilastirma, inceleme yaparsaniz,gercegin gözler önüne serpildigini göreceksiniz.. Kendisini sütten cikmis kasik olarak sunan sayin PULUR ´u 18.09.05 günü e-mail ile ikaz etmemize ragmen, kulaginin üstüne yatmistir. Dr.Aylin Menderes Avrupa Medya Izleme Komitesi

İntihal Atatürkçülüğe sığınılarak gizlenemez - Kamuoyu Duyurusu - İstanbul Tabip Odası & ÜÖÜD

İntihalci Kemal Alemdaroğlu
Kamuoyu Duyurusu
İstanbul Tabip Odası & Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği

http://www.medimagazin.com.tr/mm-intihal-ataturkculuge-siginilarak-gizlenemez-h-30846.html

30-08-2004
�İntihal Atatürkçülüğe sığınılarak gizlenemez�

İstanbul Tabip Odası ile Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu�na yüklendi. Daha önce de Alemdaroğlu�nun yazdığı �Laparoskopik Cerrahi� adlı kitap yüzünden intihal iddialarıyla sık sık gündeme gelen konu basın açıklamasıyla bir kaz daha gündeme taşındı.


İstanbul Tabip Odası ile Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği�nin ortaklaşa düzenlediği basın açıklamasınında şunlar kaydedildi:
�Bilindiği gibi editörleri arasında İstanbul Üniversitesi Rektörü�nün de bulunduğu bazı akademisyenlerin �Laparoskopik Cerrahi� kitabında intihal suçu işlendiğine dair iddia hakkında İstanbul Tabip Odası tarafından soruşturma açılmış ve editörler Türk Tabipleri Birliği (TTB) Yüksek Onur Kurulu tarafından ikişer ay meslekten men cezasıyla cezalandırılmıştı.
Söz konusu cezayla ilgili olarak kamuoyuna yansıyan tartışmalarda meslek örgütümüzün verdiği kararın farklı argümanlarla çarpıtılmaya çalışıldığı ve yayın etiği açısından büyük bir suç olan �intihal� eyleminin Atatürkçülüğün arkasına sığınarak gizlenmeye uğraşıldığı görülmektedir.
�Laparoskopik Cerrahi� kitabında intihal suçu işlendiğine dair iddia ilk olarak Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi�nin 1/12/2001 tarihli sayısında yer almıştır. Bu yazı üzerine 10/12/2001 tarihinde Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği tarafından TTB�ne başvuruda bulunulmuştur. TTB Merkez Konseyi 13/12/2001 tarihinde söz konusu başvuruyu İstanbul Tabip Odası�na göndermiş ve İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu tarafından yapılan incelemeler ve bilirkişilerden alınan görüşlerden sonra 25/07/2002 tarihli kararla soruşturma açılmıştır.
İstanbul Tabip Odası Onur Kurulu konuyu 04/11/2002 tarihinde görüşmüş ve hakkında soruşturma açılanlardan Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu�nun Onur Kurulu�nun 5 asil ve 1 yedek üyesinin ita amiri olması nedeniyle dosyayı bir başka ildeki Tabip Odası Onur Kurulu tarafından değerlendirilmek üzere TTB�ne göndermiştir.
Bunun üzerine dosya 03/12/2002 tarihinde Kocaeli Tabip Odası�na gönderilmiş ve Kocaeli Tabip Odası Onur Kurulu�nun 28.01.2003 tarihli oturumunda görüşülmüş ve kitabın bilimsel aşırma suç unsuru içermediğine oy çokluğuyla karar verilmiştir.
Kocaeli Tabip Odası Onur Kurulu�nun kararına yapılan itiraz üzerine TTB Yüksek Onur Kurulu�nun 10-11/05/2003 tarihli oturumlarında değerlendirilmiş ve kitabın editörleri Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, Prof. Dr. Mustafa Taşkın ve Doç. Dr. B. Berat Apaydın�a ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmiştir.
TTB Yüksek Onur Kurulu�nun bozma kararı üzerine dosyayı tekrar değerlendiren Kocaeli Tabip Odası Onur Kurulu daha önce alınan kararı bozacak yeni bir bulguya rastlanmadığına karar vermiştir.
Bunun üzerine dosya TTB Yüksek Onur Kurulu�nun 8-9/11/2003 tarihli oturumunda ikinci kez görüşülmüş ve kitabın editörleri Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, Prof. Dr. Mustafa Taşkın ve Doç. Dr. B. Berat Apaydın�ın TTB Kanunu�nun 39. maddesinin © bendi ile TTB Soruşturma ve Yargılama yönetmeliği�nin 6. maddesinin (j) bendine göre iki ay süreyle geçici olarak meslekten men cezası ile cezalandırılmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.
6023 sayılı TTB Kanunu�na göre herhangi bir soruşturmada TTB Yüksek Onur Kurulu�nca ikinci kez verilen karar kesin nitelikte olup ancak dava açma hakkı saklıdır.
Nitekim Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu tarafından TTB Yüksek Onur Kurulu�nun kararına karşı dava açılmış ve Danıştay Sekizinci Dairesi 12/03/2004 tarihinde verilen ceza için yürütmenin durdurulması kararı vermiş olup hukuki süreç devam etmektedir. Danıştay Sekizinci Dairesi�nin söz konusu kararı �Laparoskopik Cerrahi� kitabının intihal olmadığı gerekçesine dayanarak değil; bu kitabın yayın ilkelerine aykırı olup olmadığının değerlendirilmesinin 2547 sayılı Yükseköğretim Yasası�na dayanılarak çıkartılan disiplin yönetmeliği hükümlerinin uygulanması gerektiği gerekçesine dayanılarak verilmiştir.
Görüldüğü gibi TTB ve İstanbul Tabip Odası �Laparoskopik Cerrahi� kitabıyla ilgili yapılan intihal iddiasını bir meslek örgütü olarak tamamen hukuki çerçevede incelemiş ve sonuçlandırmıştır. Soruşturmanın hiçbir aşamasında ne Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu�nun, ne de diğer editörlerin dünya görüşleri yargılanmamış; sadece yayın etiği açısından büyük bir suç oluşturan �intihal� iddiasının doğru olup olmadığı araştırılmıştır.
Gerçekler bu iken, 23 Ağustos 2004 tarihli Vatan Gazetesi�nde İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ve arkadaşlarına yönelik �İntihal� suçlaması ile ilgili soruşturma sonucunda, Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulu tarafından verilen �2 ay meslekten men� cezası konusunda, Prof. Kemal Alemdaroğlu ile yapılan bir röportaj yayınlanmıştır.
Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu bu röportajda, kendisini ve arkadaşlarını savunmaya çalışırken, sözkonusu soruşturmayı yürüten kurum ve kişilere yönelik ölçüsüz, mesnetsiz, tutarsız bazı suçlamalarda bulunmuş ve soruşturmayla ilgili maddi gerçekleri saptırmıştır.
Bu konu ile ilgili olarak kendisine ulaşan belgeler ve gazete haberleri ışığında Sayın Cumhurbaşkanı�na, YÖK�e ve TTB'ye suç duyurusunda bulunan Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği ile TTB�den iletilen suç duyurusu dosyasını görev gereği ileme koyan İstanbul Tabip Odası olarak, bu rahatsız edici konuda gerçeklerin ortaya çıkmasına yardımcı olmak üzere aşağıdaki açıklamayı yapmak zorunluluğu doğmuştur:
Vatan Gazetesi�nde yer alan röportajda,
1. - Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu yayınladıkları �Laparoskopik Cerrahi� adlı kitapla ilgili �intihal� suçlamasının nedenini açıklarken; �Bu suçlamaların nedeni 40 yılı aşkın süredir beni tanıyan insanların beslediği kişisel kinlerdir.���Ülkemin bölünmez bütünlüğüne, gericilere karşı duruşumdur bunlara neden� .. � Benim suçum hırsızlık değil, türban�.. �Bölücülere ve gericilere karşı dik duruşum� � � Ben Türkiye Cumhuriyetinin gerçek anlamda vatandaşıyım . Özü, sözü, soyu, sopu belli olan biriyim.� demektedir.
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği ve İstanbul Tabip Odası olarak, Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu�nun, kime yöneltildiği belli olmayan bu garip ifadeleri ve �soy-sop� açıklamalarını, tıpkı bir süre önce TV kameraları karşısında �� 35.000 şehit verip Kıbrıs�ı da, Yunanistan�ı da alırız.� derken yaptığı gibi, öfkesinin tutsağı olup ölçüyü kaçırmasının yeni bir örneği olarak algılıyoruz.
2. � Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu kendini savunmaya çalışırken �intihal� suçlamasına konu olan kitapları için �O kitap bilimsel eser değil. O kitap bile değil. Bir alet kataloğu.� demekte ve buna delil olarak da kitaplarında, yayınlanmadan önce Kültür Bakanlığı�ndan alınan Uluslararası Standart Kitap Numarası (ISBN) bulunmadığını göstermektedir.
Ekteki fotokopide (Ek.1) görüldüğü gibi, �intihal� suçlamasına hedef olan kitabın kimliğini gösteren kapak sayfalarında �Editör� olarak Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, Doç. Dr. Mustafa Taşkın ve Op.. Dr. Berat Apaydın�ın, yazar olarak da, bu üç ismin yanında her biri akademik ünvan sahibi 15 kişinin adı yer almakta, kitabın önsözünde ise yayınladıkları kitaptan bir �eser� olarak söz edilmektedir.
Prof. Kemal Alemdaroğlu bunca profesör, doçent ve uzmanın el birliğiyle bir �alet kataloğu� yazdıklarını, bunu bir �eser� gibi sunmaya çalıştıklarını, üstelik birçok bölümünü yazarı, çizeri belli bir başka �katalog�dan kaynak göstermeden kopya ettiklerini mi söylemek istiyor?
Eğer böyleyse bu, olsa olsa �intihal� suçunun kitap bile sayılmayacak bir yayın(?) uğruna işlendiğini gösterir ki bu da �özrü kabahatinden büyük� özdeyişi için eşsiz bir örnek teşkil eder.
Kitapta ISBN numarasının bulunmayışının, onun kitap olmadığının, dolayısıyla �intihal� suçunun işlenmediğinin kanıtı olarak gösterilmeye çalışılması ise Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu�nun kendi üslubunca yapmayı denediği hazin bir şaka olsa gerektir.
3. � Prof. Dr. Alemdaroğlu TTB Yüksek Onur Kurulu �nun ilk başvuruda kendilerini �suçlu� bulmadığını ifade etmektedir.
Ek.2 ve Ek.3�de Yüksek Onur Kurulu�nun her iki kararının fotokopileri görülmektedir. Prosedür gereği, kesin karar niteliği taşımayan 10-11 Mayıs 2003 tarihli birinci karar, Kocaeli Tabip Odası Onur Kurulu�nun 4-1 oy çokluğu ile verdiği �suçsuzluk� kararının, �Dr. Kemal Alemdaroğlu, Dr. Mustafa Taşkan, ve Dr. Berat Apaydın�a ilişkin kısmının bozulmasına, öteki yazarlara ilişkin kısmının onanmasına� hükmetmektedir. İşin ilginç tarafı, Prof. Dr. Alemdaroğlu�nun Vatan Gazetesi�nde çıkan röportajda, söz konusu kitabın kitap değil �alet kataloğu� olduğu yönündeki savunmasının geçersiz bulunduğu, aynı karar metninin 9 numaralı gerekçesinde net şekilde ortaya konmaktadır.
8-9 Kasım 2003 tarihli ikinci karar metninde ise, kesin hüküm tesis edilmekte ve Dr. Kemal Alemdaroğlu , Dr. Mustafa Taşkın, Dr. Berat Apaydın�ın �iki ay süreyle geçici meslekten men cezası ile cezalandırılmasına oy birliği ile karar verildi� denilmektedir.
4. � Vatan Gazetesi�nde çıkan röportajda Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, kitabın �500 adet� basıldığı ve hiç satılmadığını ileri sürmektedir.
Ek. 4�de kitabın yayınlandıktan 7 yıl sonra bile, tıp kitapları satan önde gelen kitabevlerinden biri olan Nobel�de satıldığını gösteren 04/07/2004 tarihli fatura fotokopisi görülmektedir. İstanbul Tabip Odası�nın başlattığı soruşturmada, 4 milyon TL. karşılığı satın alınan bu kitap kullanılmıştır.
5. � Vatan Gazetesi�ndeki röportajda, Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu bilirkişiler konusunda yöneltilen bir soruyu yanıtlarken, meslektaşı olan 3. bilirkişi Prof. Ali Menteş�den �kimsenin söz etmediğini� ve onun raporunda kitap için �teknik anlamda çalıntı denemez� dendiğini ifade etmektedir.
Prof. Ali Menteş�in raporunda gerçekten de buna benzer net olmayan ifadeler vardır. Ancak aynı raporda ne yazık ki Prof. Dr. Alemdaroğlu�nu daha güç durumlara düşürebilecek ifadeler de vardır: �� Kitap 1995 yılında yayınlanmış, yazılı basında hakkındaki iddialar 2001 yılında dile getirilmiş, kamuda çalıntı oluşunun daha yüksek sesle ifade edilmesi 2002 yılında olmuştur. Bu konudaki kişisel duyumum, 1996 yılında bir doçentlik jürisinde, Cerrahpaşa Genel Cerrahi ABD kaynaklı uyarımlarla �kitap�ın en kıdemsiz editörünün �hırsız� damgasıyla doçentlik sınavında bırakıldığıdır.� Bu durumu daha da vahimleştirmekte, kitap üzerindeki şaibenin 1996-2001 arasında uykuya yatırıldığına işaret etmektedir. Kıdemli editörün İstanbul Üniversitesi�nin spekülasyonlara yol açmış rektörü olması nedeniyle bu durum mide bulandırıcıdır.�
�� Kitap�ın teknik anlamda kendisini kurtaran niteliğine karşın kötü kokular saçtığının inkar edilemeyeceği, niteliksel olarak bir kılavuz olmasına karşın, gerek sunulma şekli gerekse düzenlemesiyle metinler toplamına bir kitap havası verilmeye çalışılmasının görmezden gelinemeyeceği��.
3. bilirkişi Prof. Ali Menteş, bütün bu şaibe dolu ifadelere karşın �Laparoskopik Cerrahi� kitabı için �teknik anlamda çalıntı bir yazıt olarak kabul edilemez� demekte, ancak raporunun sonunda şu ilginç öneriyi yapmaktadır:
�Teknik çözümlemeyi bir yana bırakarak �kitabın� yazarları, dikkatle takip altında oldukları konusunda ayrı ayrı yazılı olarak uyarılarak, özellikle aralarındaki genç meslektaşların ileride suç işlemeleri önlenmeye çalışılmalıdır.�
Görüldüğü gibi, Prof. Dr. Alemdaroğlu�nun sığındığı savunmanın sahibi olan Prof. Dr. Ali Menteş bile, yazarların uyarılmalarını ve benzer suçları işleme olasılığı dikkate alınarak kendilerine gözetim altında tutulduklarının bildirilmesini önermektedir.
Konuya nesnel ölçülerle yaklaşan ve metinleri karşılaştırarak sonuca ulaşan öteki iki bilirkişinin raporlarında (Ek.6-7) ise Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ve arkadaşlarının �intihal� suçu işledikleri hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belgelenmektedir ve hiçbir �intihal� Atatürkçülüğe sığınılarak gizlenemez.
Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.

İstanbul Tabip Odası
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği�

arXiv - Kamuoyu Duyurusu - ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği

http://www.oed.org.tr/oed/index.php?option=com_content&task=view&id=92&Itemid=1


ODTÜ'de yaşanan intihal olayı ile ilgili Kamuoyu Duyurusu


ODTÜ'de yaşanan intihal olayı ile ilgili Kamuoyu Duyurusu

Derneğimiz, ODTÜ doktora öğrencileri ile ilgili intihal suçlamaları içeren bir haber ile başlayan tartışmaları ve olayın kamuoyuna ODTÜ'yü karalayacak bir şekilde yansıtılmasını büyük bir kaygı ile izlemektedir. İntihal gibi ağır bir suçlamanın muhatabı haline getirilen üniversitemizin bu talihsiz olaydan çıkarması gereken önemli dersler vardır. Bu çerçevede, aşağıdaki hususların kamuoyunun dikkatine sunulması uygun görülmüştür:

1- İntihal, akademik etik açısından en ağır suçtur. Bu suç bireysel olmasına rağmen, kurumsal sorumluluğu da beraberinde getirmektedir. Bu anlamda, suçlamanın muhatabı konumundaki doktora öğrencilerimizin bireysel olarak cezalandırılmalarının ötesinde, ODTÜ akademik topluluğunun da bu gibi olayların tekrarlanmasını engelleyecek önlemleri acilen alması gerekmektedir.

2- Bu tip talihsiz olayların yaşanmasının altında yatan en önemli etken, yayın sayısının Türkiye’de ve uluslararası bilim topluluklarında bilimsel üretimin tek ölçüsü olarak kullanılması örneğinde olduğu gibi, nitelik yerine niceliğe önem veren yanlış bakış açısıdır. Ulusal ve uluslararası platformlarda öncü kurum olma misyonu edinmiş olan ODTÜ’nün, böyle yanlış bir bakış açısına itibar etmemesi gerekmektedir.
3- Rektörlüğümüzün konu ile ilgili olarak 20 Eylül 2007 tarihinde "2879 Numaralı Genel Duyuru: İntihal hk." başlığı ile yapmış olduğu açıklamada yukarıda belirttiğimiz anlayışın yansıtılmadığını üzülerek gözlemledik. Bu duyuruda rektörlük, üniversitemize yöneltilebilecek ithamlara cevap vermek kaygısı ile olayın altında yatan temel dinamikleri göz ardı etmektedir.

4- Yine ayni açıklamada, intihal olayına adı karışan doktora öğrencilerinden birinin "35. madde ile başka bir üniversite tarafından ODTÜ'de" görevlendirildiği belirtilmekte ve ODTÜ personeli olmadığı vurgulanmaktadır. İntihal suçlaması kişisel bir suçlamadır. Kişilerin kadro durumlarından hareketle suçlamanın tüm 35. madde araştırma görevlilerine mal edildiği şeklinde algılanabilecek olan bu açıklamanın tekzip edilmesi gerekmektedir.

5- ODTÜ'de görev yapan tüm araştırma görevlileri, ODTÜ akademik topluluğunun ayrılmaz bir parçasıdırlar ve henüz 50. yılını kutladığımız ODTÜ kültürüne göre aralarında herhangi bir ayrım söz konusu edilemez. ODTÜ’nün personel rejiminde de böyle bir ayrım yoktur; dolayısı ile 35. madde araştırma görevlileri de ODTÜ'lüdürler. 35. madde araştırma görevlilerinin ODTÜ'lü olmadıkları yönündeki bakış açısı, bu arkadaşlarımızın lisans ve lisansüstü eğitimine, akademik ve idari işlere yaptıkları katkıları göz ardı etmek anlamına gelmektedir.

6- İntihal suçunu işleyen kişilerin kadro durumları ne olursa olsun ODTÜ'nün kurumsal sorumluluğu ortadan kalkmaz. Bu çerçevede rektörlüğün en başından beri olayın takipçisi olmasını takdir etmekle birlikte, kurumsal sorumluluğun tek bir olayla sınırlı kalmadığını hatırlatmak isteriz. Dolayısı ile rektörlüğümüzün, bilimsel etiğin bilim eğitiminin bir parçası haline getirilmesi için gereken tedbirleri alması ODTÜ'nün geleceği açısından çok önemlidir.


Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği
Yönetim Kurulu

Son Güncelleme ( Salı, 25 Eylül 2007 )

Friday, November 9, 2007

Plagiarist Alemdaroğlu ve Destekçileri

http://vistilefblog.blogspot.com/2006_02_12_archive.html

15 Şubat 2006

KUTLAMADA KİMLER VARDI?

Doğum gününde emekli oldu...

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ’nde hukuka aykırı olduğu iddia edilen uygulamaları nedeniyle YÖK ve Cumhurbaşkanı tarafından İstanbul Üniversitesi rektörlüğü görevinden alınan Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, yaş haddinden emekli oldu. Alemdaroğlu, emekliliğini ve 67'nci doğum gününü Caddebostan'daki Büyük Kulüp'te arkadaşlarının düzenlediği partiyle kutladı. Yemeğe emekli dekanlar, öğretim elemanları, akademisyenler, ve çeşitli üniversitelerin rektörlerinin yanı sıra Genelkurmay eski başkanları emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve Hüseyin Kıvrıkoğlu ile işadamı Yılmaz Ulusoy, Hürriyet Gazetesi Başyazarı Oktay Ekşi, eşi ve eski İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi olarak Fakülte Yönetim Kurulu tarafından iki kez görevine son verilen Pınar Türenç’in eşi Hürriyet Yazarı Tufan Türenç katıldılar. (Hürriyet, 15 Şubat 2006). İstanbul Üniversitesi’nde, Alemdaroğlu'nu ve Rektör olarak yaptıklarını, Cumhuriyet gazetesinde yazdığı bir yazı ile YÖK'ü kötüleyerek savunan, Alemdaroğlu döneminden kalan tek Dekan olan İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Suat Gezgin’in emeklilik toplantısına katılıp katılmadığı ise meçhulde kaldı.

Alemdaroğlu’na isnat edilen intihal (başkasının yazısını kendisinin gibi göstermesi) haberlerini ilk kez Hürriyet Gazetesi Zaptiyesi Murat Bardakçı çarşaf çarşaf Hürriyet Gaztesinde yazmış, daha sonra Fehmi Koru’nun oğlu-bağlantılı olarak Virgina Üniversitesi web sitesinde de haberler, bu kez sözkonusu eserlerin orijinallerinin de yer aldığı yayınlarla tüm Türkiye’ye ve Dünyaya bir kez daha duyurulmuştu. Hürriyet Gazetesi zaptiyesi Murat Bardakçı’nın intihal zaptiyeliği olmasaydı, konudan Fehmi Koru’nun ve oğlunun haberi olmayacaktı.

Tarihin trajik bir tezahürü olarak, Alemdaroğlu’nun emeklilik kutlaması gününde de yanında, Alemdaroğlu'nun yapmadığını iddia ettiği intihalini bütün aleme duyuran Hürriyet’çiler vardı. İletişimciler olarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: MEME (Türk Mainstream Medyası) ile yatan, şaşı kalkar. Alemdaroğlu, yasal olmayarak katıldığı bir İletişim Fakültesi Fakülte Akedemik Kurulu'nda da, yapmadığını başka yerlerde iddia ettiği intihali, "ne var yani, herkes yapıyor; ben araştırsam sizde de intihal bulurum" tehdidi ile savunmuştu.

Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, İstanbul Üniversitesi’nde çalışan biliminsanlarını ve öğretim elemanlarını büyük bir suskunluğa, tepkisizliğe, tembelliğe, vurdumduymazlığa, ideolojik hareket etmeye, irrasyonel hukuksuzluğa ve atalete sokan bir dönemin Rektörü olarak kalbimizde daima yaşayacak.

ODTÜ Fizik Bölümü'nde Bilimsel Hortumculuk

http://www.gazeteodtulu.com/haberler.php?id=1135


ODTÜ Fizik Bölümü'nde Bilimsel Hortumculuk

fizik_400_01

Geçtiğimiz yıl Kasım ayında, iki Yüksek Lisans öğrencisinin çeşitli makalelerden yaptıkları alıntıları kaynak göstermeden kullandıkları iddiasıyla başlatılan soruşturma ve verilen cezalarla ilgili olarak süren tartışmalar dinmiyor. Konu uluslararası bilim kuruluşları ve dergiler tarafından tartışılmaya devam ederken, konuyla ilgili olarak ODTÜ Rektörü Ural Akbulut, Fizik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sinan Bilikmen ve öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşe Karasu GazeteODTÜLÜ’ye açıklamalarda bulundular. Yine konuyla ilgili olarak Cornell Üniversitesi Fizik Bölümü profesörü ve dünyaca ünlü uluslararası makale arşivi “Arxiv”in yöneticisi Paul Ginsparg sorularımızı yanıtladı.


ODTÜ, Ankara – Geçtiğimiz yıl Kasım ayında ODTÜ Fizik Bölümü öğrencileri Mustafa Saltı ve Oktay Aydoğdu yayınladıkları kimi makalelerde kaynak göstermeden alıntı yaptıkları gerekçesiyle iki dönem uzaklaştırma cezası almışlardı. Konuyla ilgili olarak yaşanan tartışmalar gazete ve televizyonlarda oldukça yer bulmuş ve uluslararası saygın bilim dergisi Nature konuyu sayfalarına taşımıştı.İntihal yapmakla suçlanan öğrenciler Mustafa Saltı ve Oktay Aydoğdu iddiaları redderken, ODTÜ Fizik Bölümü öğretim üyeleri ve Rektör Ural Akbulut söz konusu makalelerde intihal yapıldığı konusunda kuşkuya yer bırakmayacak gerçekler olduğunu belirtiyorlar. Prof. Dr. Karasu, Saltı ve Aydoğdu’nun bu makalelerden 37.000 YTL para aldığını ve bunun bir çeşit “bilimsel hortumculuk” olduğunu ifade ediyor. Uluslararası elektronik makale arşivi “Arxiv”in yöneticisi ve Cornell Üniversitesi Fizik Bölümü profesörlerinden Paul Ginsparg ise gazetemize gönderdiği yazılı açıklamada “hiçbir yazarın başkaları tarafından sunulan bilgi ve verileri kendilerine aitmiş gibi sunamayacağını, eğer direkt veya dolaylı yoldan bir alıntı yapılıyorsa bunun için kaynak gösterme zorunluluğu olduğunu” alıntılıyor. Ginsparg, “bu kuralın ihlal edildiği makalelerin Arxiv’den çıkarıldığını” belirtti.


Rektör Akbulut: “37.000 YTL’yi geri alacağız”
Konuyla ilgili olarak gazetemize konuşan Rektör Ural Akbulut, ODTÜ’nün saygınlığına ve adına leke düşürecek hiçbir şeye izin vermeyeceklerini ve intihal olayında da üniversitenin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini belirtti. Akbulut, “bu olayı yine ilk farkeden ODTÜ olmuştur ve üniversitemiz hızlı bir şekilde Yayın Etik Kurulu’nu toplayıp konuyu incelemiştir” dedi. Konuyla ilgili olarak TÜBİTAK, YÖK ve öğrencilerden birisinin aynı zamanda Mersin Üniversitesi Araştırma Görevlisi olması dolayısıyla, Mersin Üniversitesi’ne yazılı bildirimde bulunduklarını belirten Rektör Akbulut, makalelerin yayınlandığı dergilerin editörlerine de bir elektronik postayla bildirimde bulunduklarını fakat dünyaca ünlü bu dergilerin intihali fark edememelerini sitemkar bir şekilde karşıladıklarını ifade etti. Ünlü bilim dergisi Nature’ın ODTÜ’yü suçlayıcı bir makale yayınladığını fakat konunun yanlışlardan arındırılması için söz konusu dergiye geri bildirimde bulunacaklarını belirtti.

Öğrencilerin bu makalelerden elde ettikleri 37.000 lirayı yasalar çerçevesinde tahsis edeceklerini belirten Akbulut, “burada haksız kazanç vardır, ancak bundan daha önemli olanı ise bu öğrencilerin yayınladıkları makalelerden tez hocalarının haberinin olmamasıdır” dedi. İlgili tez hocalarının bu öğrencilerin yaptıkları araştırma ve yayınladıkları makalelerden haberdar olmamasının normal olup olmadığı yönündeki sorumuza ise Rektör Akbulut, “öğrenciler zaten bu konuda tez hocalarını bilgilendirmemiştir” şeklinde cevap verdi.


Prof. Bilikmen: “Onlara ikinci bir şans daha verecektik”
Konuyla ilgili olarak GazeteODTÜLÜ’ye yaptığı sözlü açıklamada, “olayın sadece ODTÜ ile sınırlı olmadığını ve içinde diğer bazı Türk üniversitelerinin de bulunduğunu” belirten ODTÜ Fizik Bölüm Başkanı Prof. Bilikmen, “bizi yasal olarak ilgilendiren kısım ODTÜ’deki intihal olayıdır... Diğer üniversitelerde çıkan intihal olayı üzerine ODTÜ üzerine bir karalama kampanyası başlatıldı” dedi. Prof. Bilikmen, “bu olayda bizim için önemli olan burada ODTÜ adresinin kullanılmış olması. Bu bize sorumluluk getirir. Bir de intihal sadece Türkiye’de değil tüm dünyada olan bir şeydir. Nobel ödülü alan bir bilimadamının bile böyle bir suçu ortaya çıktı. Bu konuda bana çok ihbar geliyor ama bu benim üzerime vazife olan bir şey değil” dedi.

“Bu olaydan sonra öğrencilere hatalarını düzeltmeleri için herhangi bir şans verildi mi?” sorusu üzerine Prof. Bilikmen, “başlangıçta benim onlara, daha doğrusu danışmanlarına, söylediğim şu oldu: ‘Lütfen öğrencilerine söyleyin bu işi nasıl yapıyorlarsa yapmasınlar ya da makalelerini geri çeksinler.’ Eğer bu makalelerini geri çekselerdi biz onlara yeni bir şans verecektik. Çünkü çocuklar gerçekten başarılı ve sorumluluk sahibi insanlardı. Ben onları geri kazanmak için elimden geleni yaptım. Onları çocuğum gibi gördüm. Ama bizim de yapacak bir şeyimiz kalmadı. Onlar makalelerinin arkasında durmak istediler” dedi.

Prof. Ayşe Karasu: “Bu bir hortumculuktur”

İntihal olayını ilk açığa çıkaran Prof. Karasu olayla ilgili olarak bunun bir çeşit hortumculuk olduğunu ve bir biliminsanı olarak böyle bir şeye göz yumamayacağını belirtti. İntihal yapmakla suçlanan öğrenciler Saltı ve Aydoğdu’nun bu olaydan haksız kazanç sağladığını belirten Prof. Karasu, “TÜBİTAK ve ODTÜ’den yayınladıkları makale başına para alıyorlar. Bir biliminsanın böyle bir davranışta bulunması kabul edilemez” dedi.

GazeteODTÜLÜ Haber Kurulu

Kerem Akkoyunlu

kakkoyunlu@gazeteodtulu.com

Fotoğraflar: Zeynep Tamtürk

Teknoloji destekli bilimsel hırsızlık

http://www.gazetem.net/atuncyazi.asp?yaziid=37


Arkadaşına Yolla Yazdır



Teknoloji destekli bilimsel hırsızlık

“Plagiarism’in kralıyım copy paste’in ustasıyım” diye şakalaşıyorlardı öğrenciler kendi aralarında. Plagiarism yani Arapça intihal. Hadi daha açık konuşalım, aşırma ve akademik hırsızlık. Copy paste ise malum internetteki herhangi bir metni kopyalayıp kendine mal etme. Lise ve üniversite öğrencilerinin rutin olarak gördüğü, kurumların cezasız bıraktığı, hocaların göz yumduğu, sanat alanında ise telif hakkı kavramının ciddiye alınmadığı bir ülkede bu konuya “keşke gülüp geçebilsem” diye geçirdim içimden. Ancak inanın durumun hiçbir eğlenceli tarafı yok.

Kuşkusuz intihal, düşünsel emeğin ve yaratıcılığın olduğu her alanda varolabilir; edebiyatta, sanatın her türünde ve tabii bilimde. Başkalarının yapıtını kendininmiş gibi sunma halinin Türkiye’de günümüzün çağdaş toplumlarından daha fazla tolerans görmesi hatta pek ayıp sayılmaması kuşkusuz rastlantı değil. Bunun için 1980’den sonra yüksek öğrenimin aldığı darbeleri ve entelektüel kurumayı da düşünmek gerekiyor. Oysa “üretmeden hazıra konma” zihniyetinin bir uzantısı olan bilimsel hırsızlık ve telif hakları ihlalleri, yaratıcı düşüncenin kutsal sayıldığı ve birey haklarının özenle korunduğu gelişmiş ülkelerde son derece ağır bir biçimde cezalandırılmakta ve toplum tarafından da kınanmakta.

Ülkemizde bu etik sapmaların bildiğiniz gibi Türk akademik dünyasının en şatafatlı ünvanlarla donanmış İhsan Doğramacı ve Kemal Alemdaroğlu gibi isimlerden gelmesi işi daha dramatik hale getiriyor kuşkusuz.

Belleğimizi tazelemek gerekirse, Doğramacı “Annenin Kitabı” adlı kitabını Benjamin Spock’tan “Baby And Childcare” adlı eserinden kaynak göstermeksizin almış, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ise Virginia Üniversitesi bünyesindeki “İntihal Kaynakları Merkezi” tarafından Birleşik Amerika'da 1992 yılında çıkan bir tıp kitabının bazı bölümlerini Türkçe'ye çevirerek kendi adıyla yayınlamıştı. Bu olayın kanıtları da www.plagiarism.phys.virginia.edu/case1.html adlı internet sitesinde dünya aleme ilan edilmişti. Kısaca söylersek, Prof. Alemdaroğlu, “Laparoskopik Cerrahi’’ adlı kitabında Kaliforniya'daki Dr. Philippe Jean Quilici'nin 1992'de çıkarttığı ‘‘New Developments in Laparoscopy’’ isimli çalışmasından bazı bölümleri “kendine mal edivermişti.”

Yüksek mevkilerde hal böyleyken lise ve üniversite öğrencileri ise arkasına internet teknolojilerinin kuvvetli rüzgarını alarak büyüklerinin izlerini sürmekle meşgüller. İnternet okur yazarlığı öğrenci yaşıyla ters orantılı olarak büyüdüğünden küçük yaştaki öğrenciler bile ödevlerini internetten kesip yapıştırmakta ustalar artık.

İşin bu boyutu sadece Türkiye’nin değil kuşkusuz her ülkenin kanayan yarası. Örneğin ABD’de yapılan araştırmalarda ortaokul öğrencilerinin % 70’i ödevlerini internetten kopyaladıklarını ya da referans vermeden kaynakları kullandıklarını itiraf etmişler. Üniversite düzeyinde ise bu oran % 25-40 civarında. Bu oranın daha düşük olması üniversitelerin çok sıkı “onur kuralları” nın olması ve okuldan atılma gibi yaptırımların çok daha ağır olması.

Enformasyon teknolojilerinin hızlı yükselişi bir yandan öğrencilere özgün düşünceden ve ödevden uzaklaştırırken bir yandan da eğitmenlere çalıntı ödevleri takip gücünü veriyor. Özellikle ingilizce eğitim yapan okullarda termpapers.com ve SchoolSucks.com öğrenciler arasında pek revaçta websiteleri. İşin acıklı tarafı öğrenciler genelde intihali kamuya açık bir bilgi ortamında çalma olarak görmüyorlar. Böylece aynı metinleri referans vermeden aynen paylaşmakta sakınca görmüyorlar.

İntihalle savaşta 1997 yılında turnitin.com adında bilimsel hırsızlığı önleyen bir sotfware geliştirildi. Üniversiteler bu software’i satın alarak 24 saat içinde bir ödevin çalıntı olup olmadığını anlayabilir hale geldiler. Yüksek teknoloji yerine eski moda metodları kullanan profesörler ise hala yaratıcı ödevlerle ve çok aşamalı taslaklarla dijital intihalle savaşmayı sürdürüyorlar.

İnternet teknolojisiyle ya da farklı yöntemlerle olsun amaç, öğrencilerin, hevessiz, iddiasız ve idealsiz kuklalara dönüşmelerini önlemek olmalı. Emin olun, bilimsel hırsızlığın önemini ve vehametini öğrencilerimize anlatmak biz eğitmenler için hergün biraz daha zorlaşmakta; özellikle de ortalıkta örnek alacakları bunca intihalci hoca dolaştıkça.


1 Mart 2004, Pazartesi

Monday, November 5, 2007

arXiv - Rektörlüğe bağlı İntihal Bölümü !

http://www.yuzde52.org/msayfalar.php?ms=33

Rektörlüğe bağlı İntihal Bölümü !

• Eylül 2007’de, içlerinde Çanakkale Onsekiz Mart Ünv. (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. İhsan Yılmaz’ın da bulunduğu 14 fizikçi akademisyenin toplam 67 uluslararası makalede intihal yaptıkları ortaya çıktı. ODTÜ, ÇOMÜ, Dicle ve Mersin Üniversitelerinden profesör, doçent ve doktora öğrencilerinin oluşturduğu intihalciler, yıllarca intihal yapmışlar ve üstelik bundan 37 milyar para da kazanmışlar! Bu alanda saygın kabul edilen arXiv isimli kuruluş, intihalci akademisyenlerin listesini de verip makalelerini internet sitesinden kaldırdı. İntihalden hem itibar hem de 37 milyar kazanan intihalciler: Prof. İhsan Yılmaz (ÇOMÜ Fen-Edebiyat Fak. Dekanı), Prof. İrfan Açıkgöz (Dicle Ünv.), Doç. Ali Kemal Havare (Mersin Ünv.), Doç. İsmail Tarhan (ÇOMÜ), Doç. Hüsnü Baysal (ÇOMÜ), Doç. Figen Binbay (Dicle Ünv.), Dr. Taylan Yetkin (Mersin Ünv.), [lisansüstü öğrencileri:] Mustafa Saltı (ODTÜ), Oktay Aydoğdu (ODTÜ), Sinan Aygün (ÇOMÜ), Murat Korunur (Dicle Ünv.), Melis Aygün (ÇOMÜ), Nureddin Pirinççioğlu (Dicle Ünv.), Can Aktaş (ÇOMÜ).
• Konya Selçuk Ünv. Matematik bölüm başkanı Prof. Durmuş Bozkurt ile doktora öğrencisi Kerem Yamaç, 2003 yılında uluslararası bir dergide yayınladıkları makaleyi, aynı bölümdeki Prof. Haydar Bulgak ve Dr. Ayşe Bulgak’ın makalelerinden intihal yaparak yazdılar! Bulgaklar durumu şikayet edince, öğrenci Kerem Yamaç cezalandırılıp profesörün paçası kurtarıldı, üstüne terfi ettirilerek bölüm başkanı yapıldı; makaleleri çalınan Bulgaklar ise uzaklaştırma aldı! Uluslararası dergi, Ağustos 2007’de, çalıntı makaleyi yayınladığı için okuyucularından özür diledi!
• Prof. Ömer Dinçer ile Prof. Yahya Fidan, yazdıkları bir kitabı Prof. Tamer Koçel’in ‘İşletme Yöneticiliği’ adlı kitabından; Prof. Ruşen Keleş 150 sayfalık ‘Çevre Hukukuna Giriş’ kitabını Prof. Nükhet Turgut’un kitabından; Prof. Necla Arat İstanbul Edebiyat Fakültesi’nde yazdığı ‘Ahlak Felsefesi’ tezinin 218 sayfasının 200 sayfasını üç ayrı yabancı kitaptan; İÜ eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu da ‘Laparoskopik Kolektomi’ makalesinin tümünü Amerikalı bir doktorun kitabından araklayarak yazdı. YÖK kurucu başkanı İhsan Doğramacı’nın “Annenin Kitabı” isimli kitabını başka yerden çaldığı iddiası sürüyor. Prof. Atalay Arkan, tercüme ettiği kitabı kendi adıyla yayınladı. Rektör Ferit Bernay, eski Rektör Naci Gürses’le birlikte yazdıkları bir makaleyi ‘Journal of Pediatric Surgery’ adlı derginin bir sayısından kopyaladı. Prof. Yahya Güzel, Salih Somuncu, Ender Arıtürk, Prof. Rıza Rızalar... İntihalcilerin listesi bu şekilde uzuyor!