Ahmet Hakan , Hurriyet , 16 Mayıs 2007
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/6521505.asp?yazarid=131&gid=61
http://www.haber34.net/ahmet-hakan/necla-arat-uc-kez-calmis.html
Necla Arat üç kez çalmış
BİZDE adet böyledir:
Bir memleket evladı, biraz serpildi mi ya da kafayı biraz çıkardı mı, hemen sümen altından belgeler, kasetler, evraklar çıkar...
Yani...
Serpilen memleket evladının, serpilmeden önce yapıp ettikleri bir güzel ortaya dökülür.
Amaç: Çıkan kafayı bastırmak, serpilmeyi engellemektir.
Hemen söyleyeyim: Oldum olası hoşlanmamışımdır bu yöntemden...
Bu nedenle Cumhuriyet mitinglerinin düzenleyicilerinden Prof. Dr. Necla Arat'ın, CHP'den milletvekilliği teklifi aldığının kesinleşmesinin hemen ardından...
Arat ile ilgili belgeler elime geçtiğinde...
Bir parça tereddüt ettim.
Ancak belgeleri incelediğimde tereddüt etmekten vazgeçtim.
Çünkü...
Elimdeki belgeler yeni şeyler söylüyordu.
Necla Arat'ın "Profesörlük" tezinin "çalıntı" olduğu, bu nedenle üniversiteden bir yıl uzaklaştırma aldığı daha önce defalarca yazılıp çizildi...
Benim elimdeki belgelerin ortaya koyduğu "yeni bilgi" ise şuydu:
Necla Arat'ın doktora ve doçentlik tezleri de çalıntıymış!
* * *
Önce doktora tezinden başlayalım:
Necla Arat'ın "E. Cassirer ve S. K. Langer'de Sembolik Form Olarak Sanat" başlıklı doktora tezi, önsöz ve bibliyografya hariç 181 sayfa.
Yapılan incelemede...
Kitabın 10-15 sayfa dışında kalan bölümlerinin büyük bir kısmı "Cassirrer'e göre" ya da "Langer'e göre" diye belirtilen bölümlerden oluşuyor... Kalan kısım ise yine iki yazardan, kaynak belirtilmeden yapılan alıntılarla oluşturulmuş.
Doçentlik tezinin durumu ise daha da vahim:
"18. Yüzyıl İngiliz Felsefesinde Etik ve Estetik Değerler Arasındaki İlgi Sorunu" isimli doçentlik tezi, 120 sayfa.
Bu kitapta Necla Arat, çalma işlemini şöyle gerçekleştirmiş:
Önüne kitabı almış, satır satır çevirip yayınlamış! Çaldığı kitaptan bazen bir satırı, bazen birkaç cümleyi alıntı olarak göstermiş. Ancak alıntının öncesi ve sonrasını kendi fikriymiş gibi yazmakta bir sakınca görmemiş.
Uzatmayalım ve ilgililerine şu duyuruyu yapalım:
Buraya yazdığım "çalıntı" iddialarının belgeleri bende mevcuttur.
Orijinal metin ile Necla Arat'ın metinlerini birlikte incelemek isteyenler, lütfen bana başvursunlar.
* * *
Hatırlarsınız...
Birkaç yıl önce sabık Başbakanlık Müsteşarı Prof. Dr. Ömer Dinçer'in, yazdığı bir kitapta "intihal" yaptığı iddiaları ortaya atılmıştı.
Ne oldu o iddialar karşısında?
Ne olacak?
Medya intihal olayının üzerine atladı.
CHP, "Bir bilim hırsızı olan Ömer Dinçer, Başbakanlık Müsteşarlığı koltuğunda oturamaz" diye yeri göğü inletti.
YÖK, Ömer Dinçer'in intihali konusunda anında karar alıp jet hızıyla uyguladı.
Bakalım, aynı tutum Necla Arat için de geçerli olacak mı?
Bakalım meslektaşlar ne diyecek?
Bakalım YÖK nasıl bir tutum takınacak?
Bakalım "Bir bilim hırsızının Başbakanlık Müsteşarlığı koltuğunda oturması"na isyan eden CHP, bir bilim hırsızını CHP milletvekili yapacak mı?
Yoksa...
"Bizim bilim hırsızımız, sizin bilim hırsızını döver" oyunu mu oynanacak?
Bekleyelim, görelim...